Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sağlık etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Dünyanın En Etkili İlacı: Egzersiz

Elinizde bir anahtar olduğunu düşünün ve o anahtarın her kapıyı açabildiğini, anahtar deliğine göre kendini şekillendirdiğini. Müthiş bir şey olurdu değil mi? İlerleyen yaşımızla birlikte sahip olduğumuz hastalıkların ya da kötü bedensel koşulların sayısı da artıyor. Her geçen gün örneğin daha fazla ağrı kesici kullanmak durumunda kalıyoruz. Çünkü bedenimiz sürekli olarak hatalar veriyor. Bu hatalar daha sonra zamanla birikiyor ve bizlerin yaşam koşullarını zorlaştıran hastalıklara dönüyor. Tüm bu hastalıkların ya da yaşadığımız rahatsızlıkların sadece tek bir çözüm yolu olduğunu biliyor muydunuz? Bir çoğumuz sağlıklı beslenmeye bugünlerde dikkat ediyoruz. Düzenli yaşamaya çalışıyoruz. Fakat durumumuz her zaman çok da iyiye gitmiyor. Peki ya eksikliğimiz nerede? Temel eksikliğimiz düzenli egzersiz yapmamamız. Çünkü egzersize yeterli zaman ayırmıyoruz. Eğer yaparsak da doğru egzersiz yapmadığımız için 2 hafta içerisinde egzersizi bırakıyoruz. Çünkü egzersiz aslında bir profesyonelli

Ülkenin Geleceği Mor Ekmek

Virüs salgını bize çok şeyi öğretti. Sağlıklı olmak eskiden bir tercihti. Yani sağlıklı olmak isteyen diyetine dikkat eder, egzersizini yapar sağlıklı olmak için çabalardı. Toplumun büyük bir kesimi ise böyle bir uğraşın içerisinde bile olmazdı. Kalp-damar hastaları, obezler, diyabet hastaları, romatizmalılar ilaçlarını alır, yaşamlarına olduğu gibi devam ederlerdi. Fakat artık devir değişti. Çünkü virüs salgını en ama en çok bu hasta gruplarını vurdu. Vefat edenlerin %70’inden fazlasının kalp-damar problemli insanlar olduğu gerçeği yüzümüze açık bir şekilde vuruldu. Peki ya bu süreçten sonra ne yapmalıyız? Yani var olan kronik hastalığımızı nasıl iyileştirebiliriz? Artık bunun çözüm yollarını aramaya başladık. Çünkü virüsün en çok etkilediği kesim kronik hastalıklara sahip olan kesim. Ve bu kesimin süratle sağlığını en iyi düzeye çekmesi gerekiyor. Hepimizin aslında öyle. Hareketsiz yaşamlarımızı terk edip, çok daha hareketli, çok daha enerjik, çok daha motive ve çok daha mutl

Antiviraller ve Koronavirüs’ten Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Bir virolog değilim, bir tıp uzmanı da değilim. Fakat antiviral özellik gösteren bazı moleküler bileşenlerle 15 yıl çalışmış biri olarak sizlere bunu yazıyorum. Antiviral mekanizmalar iki yolla gerçekleşir. 1) Bağışıklık sistemini güçlendiren, antiinflamatuvar özellikli bileşenlerin etkinlik göstermesiyle yani dolaylı yoldan antiviral özellik gösterilmesi ile ya da 2) Virüsün bağlanacak zemin bulamaması, gerçekten doğrudan virüse etki eden bir antiviral ajanın tüketim yoluyla kullanılması ile. Bu iki önlem antiviral etki gösteren önlemlerdir. Bağışıklık sistemimiz çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Örneğin, üzgün olduğumuzda, panik olduğumuzda, korktuğumuzda, endişeli ya da ümitsiz olduğumuzda bağışıklık sistemimizde bundan etkilenir ve gücü azalır. Yani bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yollarının başında mental (akıl) sağlığımızı korumak geliyor. Peki ya bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle yaşama pozitif bakabilmek, zorlukların üstesinden gelebileceğine inanmak, daha güçlü sos

Türkiye Alzheimer Görülme Sıklığında Dünyada Birinci Sırada!!!

Bilim dünyasının mihenk taşlarından biri olan The LANCET dergisinde bir yayına rastladım bu sabah. Ve moralim oldukça bozuldu. Dünya'da Alzheimer hastalığının görülme sıklığını konu alan bir makaleydi bu. Ben ülkemizin Alzheimer görülme sıklığında gelecek yıllarda Dünya'da ilk 10 ülke arasında olacağını hep söylerdim konferanslarda, konuşmalarımda.. Ama hiç 1 numara olacağını düşünmemiştim. Fakat bu çalışma gösteriyor ki ülkemiz çoktan Dünya birinciliğine yerleşmiş durumda. Alzheimer demek ailelerin dağılması demek. Alzheimer demek hayatınızda başınıza ve çevrenizin başına gelmiş en kötü şey demek. Ekonomik ve psikolojik yönden en yakınlarımızı da çökerten bir hastalık Alzheimer.. Ve ülkemizde bu hastalığa yakalanmış yüzbinler var. Bu yüzbinlerce aile demek! Alzheimer'ın gelişiminde beslenme en önemli faktör. Yüksek şekerli beslenme Alzheimer gelişiminin temelinde yer alıyor. Tükettiklerimizi sağlıklı bileşenlerce zenginleştirmeliyiz. Fonksiyonel gıdalara hepimizin ge

Biyoyararlanım: Tükettiklerinize bir de bu gözle bakın!

Sağlıklı olmak adına kimimiz multi-vitamin hapları kullanıyor, kimimiz ise omega yağ asitleri içeren gıda takviyelerine daha fazla önem veriyor. Bunları hiç kullanmayıp sadece “doğal/organik” beslenen büyük bir kesim insan da var. Her iki seçeneği de kullanan ve günlük yaşamına son derece dikkat edenlerimiz de var içimizde. Sağlıklı yaşam adına harcadığımız onca çabanın karşılığını gerçekten alıyor muyuz? Sizlere sağlık adına tükettiğimiz gıdaların içerisindeki etken maddelerden ve o etken maddelerin “biyoyararlanım”larından yani kanımıza geçişlerinde ve dokularımıza dağılışlarından bahsetmek istiyorum. Herhangi bir gıdayı tükettiğimizde sindirim sistemimiz o gıdayı içerdiği bileşenlerine fiziksel parçalama (dişlerle) ve kimyasal parçalama (enzimlerle) işlemleriyle ayırmaktadır. Daha sonra bağırsaklarımızda bulunan bakteriler tarafından da bir parçalama işlemi gerçekleştirilmektedir. En sonunda ise bu bileşenler bağırsaklarımızdan emilerek karaciğerimize ve oradan da kalbimize akta
Polifenoller bitkilerde yaygın olarak bulunan antioksidan ailelerinin en büyüklerinden biridir. Polifenollerin düzenli ve belli, standardize dozlarda tüketimi antikanser etki göstermekte, obeziteye, kalp-damar hastalıklarına, beyin-damar hastalıklarına, Alzheimer’a karşı güçlü koruma sağlamaktadır. Ayrıca polifenoller sağlığımızın daha da güçlendirilmesini de sağlayabilecek, solunum kapasitemizi arttırabilecek, kas gelişimimizi arttıracak, kan şekerimizi düzenleyebilecek, motivasyonumuzu ve zihin gücümüzü arttırarak bizi fiziki ve zihinsel anlamda daha güçlü kılabilecek doğal bileşenlerdir. Bu bileşenlerin bahsedilen sağlık etkilerini gösterebilmeleri için düzenli olarak tüketilmeleri ve kanda belirli dozlarda kalmalarının sağlanması gerekmektedir. Bunun başarılabilmesi için tükettiğimiz temel gıdaların bu bileşenlerce zenginleştirilerek, bilimsel dayanağı güçlü Fonksiyonel Gıdaların geliştirilmesi gerekmektedir. Fonksiyonel gıda geliştirilmesi oldukça uzun zaman alan, geniş çaplı
Sağlıklı yaşamak adına yapacağımız çok şey var. Çünkü stres yükü fazla şehir ve iş yaşamı, sosyal ilişkilerimizin yeterince güçlü olmaması, hareketsiz yaşam ve dengesiz beslenme bizi hızlı yaşlandırıyor ve hastalandırıyor. Hastalıkların gelişiminin temelinde her zaman beslenme ve stres yatıyor. Daha sağlıklı beslenmeye elbette özen gösteriyoruz fakat bunu daha da bilinçli bir şekilde yapmamız gerekiyor. Antioksidanlar olarak bilinen sihirli bileşenler bir çok bitkide az ya da çok oranda ve çeşitlice bulunuyorlar. Bu bileşenlerden bir ya da bir kaçının yüksek teknoloji kullanılarak saflaştırılmasıyla da saf bileşenler elde ediliyor. Saf bileşenler ya ilaç sanayinde aktif madde olarak kullanılıyor ya da Fonksiyonel Gıda geliştirmede temel sağlık bileşeni oluyorlar. Bizler Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi olarak doğal kaynaklardan biyoaktif bileşenleri saflaştırabilecek ve bu bileşenlerle deneysel araştırmalar yapıp, etkilerini ortaya koyabilecek güçlü bir donanıma sah
İçinde bulunduğum sektörde 12. senemi dolduruyorum ve bu zaman içerisinde toplum tarafından sadece "antioksidan" olarak bilinen ve 1.000.000'un üzerinde müthiş bir çeşitlilikte bulunan biyobileşenlerin sağlık gücüne yüzlerce defa şahit oldum. Nanoyaşam Nanobiyoteknoloji şirketi olarak başlayıp, nihayetinde Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi haline geldiğimiz, ülkemizin endüstriyel üretimle, akademik çalışmaların iç içe yapıldığı ve 10 farklı laboratuvara ek olarak 3 farklı endüstriyel üretim birimini de bünyesinde barındıran bir kompleksin ülkemize, insanlığa kazandırabileceklerine her gün tanıklık ediyorum. İşte bunlardan biri de antidiyabetik özellikli doğal ekmekler.. Antidiyabetik özellikli bileşenleri bitkilerden saflaştırarak elde ettiğimiz bu ekmekler görüntü olarak biraz renkliler fakat tat olarak normal ekmekten ayırt edilemezler. Oldukça özel bileşenlerin bir arada bulunduğu bu ekmeği yakın zamanda üretmeye başlayacağız. "Fonksiyonel Gıda&
Sahip olduğumuz en büyük hazine sağlığımız, özellikle de akıl sağlığımız! Farkında olalım ya da olmayalım akıl sağlığımız şehir ve iş yaşamının getirdiği aşırı stres, sosyal ilişkilerimizdeki yetersizlikler, dengeli beslenememe gibi birçok nedenle giderek bozuluyor. Sağlık Bakanlığı'nın ve uluslararası kuruluşların özellikle antidepresan kullanımı ile ilgili verileri gerçekten bu gerçeği çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. Antidepresanlar çok uzun süreler kullanılması gereken oldukça akıllı ilaçlar. Yaşamlarımızı düzene koymamızda yardımları oldukça fazla. Antidepresanlara ek olarak, doğal bitkisel bileşenlerin antidepresanlar etkinliklerini arttırmadaki etkilerini konu alan bilimsel yayınlar gün geçtikçe artmakta. İşte bu yayınlardan biri de zerdeçalda bulunan "curcumin" bileşenin düzenli kullanımında antidepresanların etkilerini güçlendirdiği klinik olarak ispatlanmış durumda. Yaşamlarımıza bu bileşenleri sürekli kullanabileceğimiz formlarda sokmamız gerekiyor. B