İnsan 2.0

Dünya olarak çok sancılı bir süreçten geçiyoruz. Ülke olarak da viral tablomuz giderek ağırlaşıyor. Alınan önlemler arttırılıyor. Yaşamlarımız kısıntıya uğruyor. Bu süreçte herkes birbirinden kendisini kurtarmasını bekliyor. Bilim insanlarından aşının bulunmasını bekliyoruz. Koronayı iyileştirecek ilaçların geliştirilmesini ve üretilmesini bekliyoruz. Sürekli bekliyoruz. Ama kendimizin yapacağı bir sürü şey var. Öncelikle virüsün bize daha az etki etmesi için mutlaka ama mutlaka bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz gerekiyor.   Peki ya bunu nasıl yapacağız? Bağışıklık sistemimizi güçlendirmemiz için gerekli olan şeyleri işte okuyan, araştıran gençlerimiz bulacak. Pubmed’e bakacak, Sciencedirect’e girecek. Hangi bileşenler, hangi dozda alınırsa bağışıklığı ne kadar güçlendiriyor hepsini bulacaklar! Buna inanıyorum. Bu muazzam bir çalışma. Mesela ben her gün koronavirüs ile ilgili yayınlanan yayınlara bakıyorum. İlgi alanlarımı tarıyorum. Karşıma hep antiviral özellik gösteren aja

Hepimiz zor günlerden geçiyoruz. Bu salgının daha ne kadar süreceği de belli değil. Ve bu şartlarda bizim yapmamız gereken en ama en önemli şey, moralimizi yüksek tutup, “bağışıklığımızı güçlendirmek”. Virüsün bizi yenmesine izin vermemek. Güçlü olursak bunu başarabiliriz. Moralimizi yüksek tutmak ile beslenmemiz arasında sıkı bir ilişki var. Yani ne kadar kaliteli beslenirsek, sağlığımıza ne kadar önem verirsek, moralimizi de o kadar yukarıda tutabilmek mümkün. Sağlıklı beslenmenin yanı sıra mutlaka evlerde egzersizi de eksik etmemek gerekiyor. Bunun için bu konuda uzmanlaşmış kişilerden yardım almak en mantıklısı. Gelelim konumuza.. Şimdi sizlere çok farklı bir üründen söz edeceğim. Sankara Araştırma Merkezi’nde geliştirdiğimiz yenilikçi bir üründen söz etmek istiyorum. Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi ülkemizde özsermaye ile kurulmuş tematik özellikteki tek Ar-Ge ve endüstriyel üretim merkezidir. Merkezin ana hedeflerinin başında ülkemizdeki sürdürülebilir bitk

Tahminlere göre Türkiye nüfusunun 3’te 2’sinin koronavirüs enfeksiyonuna yakalanması bilim otoriteleri tarafından öngörülüyor. Bu süreçten kolay kolay kurtulamayacağımız kesin. Fakat yapabileceğimiz çok fazla şey var. Öncelikle “antiviral” yani virüse karşı etkili bazı doğal bileşenleri bugünlerde biraz yüksek miktarda tüketmemizde fayda var. Bu bileşenlerin başında da “antosiyaninler” geliyor. Antosiyaninler mor sebze ve meyvelerde bulunan ve mor sebze ve meyvelere rengini veren ana temel bileşen. Bu bileşenlerin bitkilerden alınarak saflaştırılmış formlarıyla yapılan bilimsel araştırmalarda antosiyaninlerin özellikle virüsün hücrelere yapışmasını engellediği ve de eğer bulaşmışsa da virüsün hücre içerisinde çoğalmasını durdurduğuna dair ciddi bilimsel yayınlar var (1, 2, 3, 4, 5, 6). Peki ya biz ne yapacağız? Öncelikle yaşamınızda mor sebze ve meyvelere yer açacaksınız. Her şeyin morunu tercih edeceksiniz ama bunlarla sınırlı kalmamanız gerekiyor. Bizler Sankara Araştırma Mer

Bir virolog değilim, bir tıp uzmanı da değilim. Fakat antiviral özellik gösteren bazı moleküler bileşenlerle 15 yıl çalışmış biri olarak sizlere bunu yazıyorum. Antiviral mekanizmalar iki yolla gerçekleşir. 1) Bağışıklık sistemini güçlendiren, antiinflamatuvar özellikli bileşenlerin etkinlik göstermesiyle yani dolaylı yoldan antiviral özellik gösterilmesi ile ya da 2) Virüsün bağlanacak zemin bulamaması, gerçekten doğrudan virüse etki eden bir antiviral ajanın tüketim yoluyla kullanılması ile. Bu iki önlem antiviral etki gösteren önlemlerdir. Bağışıklık sistemimiz çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Örneğin, üzgün olduğumuzda, panik olduğumuzda, korktuğumuzda, endişeli ya da ümitsiz olduğumuzda bağışıklık sistemimizde bundan etkilenir ve gücü azalır. Yani bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yollarının başında mental (akıl) sağlığımızı korumak geliyor. Peki ya bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle yaşama pozitif bakabilmek, zorlukların üstesinden gelebileceğine inanmak, daha güçlü sos