Ana içeriğe atla

Kayıtlar

gelecek etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Ülkenin Geleceği Mor Ekmek

Virüs salgını bize çok şeyi öğretti. Sağlıklı olmak eskiden bir tercihti. Yani sağlıklı olmak isteyen diyetine dikkat eder, egzersizini yapar sağlıklı olmak için çabalardı. Toplumun büyük bir kesimi ise böyle bir uğraşın içerisinde bile olmazdı. Kalp-damar hastaları, obezler, diyabet hastaları, romatizmalılar ilaçlarını alır, yaşamlarına olduğu gibi devam ederlerdi. Fakat artık devir değişti. Çünkü virüs salgını en ama en çok bu hasta gruplarını vurdu. Vefat edenlerin %70’inden fazlasının kalp-damar problemli insanlar olduğu gerçeği yüzümüze açık bir şekilde vuruldu. Peki ya bu süreçten sonra ne yapmalıyız? Yani var olan kronik hastalığımızı nasıl iyileştirebiliriz? Artık bunun çözüm yollarını aramaya başladık. Çünkü virüsün en çok etkilediği kesim kronik hastalıklara sahip olan kesim. Ve bu kesimin süratle sağlığını en iyi düzeye çekmesi gerekiyor. Hepimizin aslında öyle. Hareketsiz yaşamlarımızı terk edip, çok daha hareketli, çok daha enerjik, çok daha motive ve çok daha mutl

Antiviraller ve Koronavirüs’ten Korunmak İçin Neler Yapılmalı?

Bir virolog değilim, bir tıp uzmanı da değilim. Fakat antiviral özellik gösteren bazı moleküler bileşenlerle 15 yıl çalışmış biri olarak sizlere bunu yazıyorum. Antiviral mekanizmalar iki yolla gerçekleşir. 1) Bağışıklık sistemini güçlendiren, antiinflamatuvar özellikli bileşenlerin etkinlik göstermesiyle yani dolaylı yoldan antiviral özellik gösterilmesi ile ya da 2) Virüsün bağlanacak zemin bulamaması, gerçekten doğrudan virüse etki eden bir antiviral ajanın tüketim yoluyla kullanılması ile. Bu iki önlem antiviral etki gösteren önlemlerdir. Bağışıklık sistemimiz çok karmaşık bir yapıya sahiptir. Örneğin, üzgün olduğumuzda, panik olduğumuzda, korktuğumuzda, endişeli ya da ümitsiz olduğumuzda bağışıklık sistemimizde bundan etkilenir ve gücü azalır. Yani bağışıklık sistemimizi güçlendirmenin yollarının başında mental (akıl) sağlığımızı korumak geliyor. Peki ya bunu nasıl yapabiliriz? Öncelikle yaşama pozitif bakabilmek, zorlukların üstesinden gelebileceğine inanmak, daha güçlü sos
Hepimizin temel isteği “daha sağlıklı bir yaşam”... Peki ya bunu nasıl başaracağız? Neyi yeyip, yemeyeceğimize karar verecek olan başkalarını mı dinleyeceğiz? Yoksa kendi iç dünyamızın bize söylediklerini mi? Doğal, organik, glütensiz, light, sağlıklı, katkısız.. Bizi yönlendirecek onlarca kelime ile kuşatılmış durumdayız. Gerçekten nasıl besleneceğimizi nereden bileceğiz? Ben bir yol biliyorum ve yıllardır uyguluyorum. Yaşamımdan zaman ayırıp bilimsel makaleleri inceliyorum, onları okuyorum. Karşıma çıkan onlarca yabancı terimi de yıllar içerisinde öğrendim. Biyoyararlanım, biyoyararlılık, biyoerişim, farmakolojik etki, farmakokinetik vb. bunun gibi daha yüzlercesini. Hepimiz öğrenebiliriz. Çünkü bilgi çağında yaşıyoruz ve böyle şeyleri bilmek sağlıklı yaşamak, sağlıklı kalmak ve daha sağlıklı bir nesil geliştirmek için elzem. Yapmanız gereken www.pubmed.com sitesine girip merak ettiğiniz bitki ya da etken madde ile ilgili bilimsel yayınları araştırmak. Başlıkları ve özetleri karış