Ana içeriğe atla

Polifenoller bitkilerde yaygın olarak bulunan antioksidan ailelerinin en büyüklerinden biridir. Polifenollerin düzenli ve belli, standardize dozlarda tüketimi antikanser etki göstermekte, obeziteye, kalp-damar hastalıklarına, beyin-damar hastalıklarına, Alzheimer’a karşı güçlü koruma sağlamaktadır. Ayrıca polifenoller sağlığımızın daha da güçlendirilmesini de sağlayabilecek, solunum kapasitemizi arttırabilecek, kas gelişimimizi arttıracak, kan şekerimizi düzenleyebilecek, motivasyonumuzu ve zihin gücümüzü arttırarak bizi fiziki ve zihinsel anlamda daha güçlü kılabilecek doğal bileşenlerdir. Bu bileşenlerin bahsedilen sağlık etkilerini gösterebilmeleri için düzenli olarak tüketilmeleri ve kanda belirli dozlarda kalmalarının sağlanması gerekmektedir. Bunun başarılabilmesi için tükettiğimiz temel gıdaların bu bileşenlerce zenginleştirilerek, bilimsel dayanağı güçlü Fonksiyonel Gıdaların geliştirilmesi gerekmektedir. Fonksiyonel gıda geliştirilmesi oldukça uzun zaman alan, geniş çaplı Ar-Ge çalışmaları ile mümkündür. Çalışmalar sonucunda elde edilen ürünlerin toplum sağlığının korunmasındaki rolleri ve ekonomimize sağlayacağı katkılar ölçülemez potansiyeldedir. Çünkü özellikle kronik hastalıkların gelişimleri bu tür gıdalarla engellenebilir görüşü bilimsel yayınlarda oldukça yaygın olarak işlenmektedir. Bizler de Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi olarak özellikle Fonksiyonel Gıdaların geliştirilmesi ve ülkemizde bilinirliğinin arttırılması için var gücümüzle gece gündüz bilimsel araştırmalara devam ediyoruz. Ülkemizin sağlığını koruyacak ve geliştirecek ürünler üretmeyi kendimize misyon edinmiş durumdayız. 

Yorumlar

  1. Blackjack, Poker, & Card Games - JTGHub
    Blackjack, Poker, & Card Games at 청주 출장마사지 JTGHub. View more 여주 출장안마 games. 사천 출장샵 Get started 의왕 출장마사지 today! Rating: 고양 출장샵 4.5 · ‎127 votes

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

MOR BAKLAVA HAKKINDA PEK BİLİNMEYENLER

Ülkemizde bazı şeyleri değiştirmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bunlardan en önemlisi de belki tüketim alışkanlıklarını değiştirip, daha sağlıklı bir tüketime geçebilmek. Peki ya bunu nasıl başarabiliriz? Yani toplumumuzun daha sağlıklı beslenmesini nasıl sağlayabiliriz? Sonuçta beslenme bir alışkanlık ve geleneksel tüketimlerimiz de (ekmek, baklava vs.) ortada. Kimi yörelerimiz eti bol yerken, kimi yörelerimiz ekmeği bol tüketiyor. Toplumumuzun geneline bakarsak ise ülkemizde yaşayan bir insan günlük toplam enerji ihtiyacının %50’sini sadece ekmekten karşılıyor! Bu müthiş bir rakam. Kriz dönemlerinde bu ihtiyacı karşılama oranı (muhtemelen şimdi de öyledir) %70’lere çıkıyor. Yani toplumumuza “ekmek tüketmeyin” demek abeste iştigal. Peki ya o zaman ne yapacağız? Toplumumuzu nasıl sağlıklı besleyeceğiz? Bunu yapmanın en doğru yollarından bir tanesi de toplumumuzun sıklıkla tükettiği gıdaları farklı ve doğal bileşenlerce zenginleştirmek! Bunu da ancak ileri teknoloji kullanarak gerç

Mor Fırıncılık Ürünleri 2020’ye Damgasını Vuracak!

Mor ekmek, mor simit, mor bazlama derken mor kurabiyeler, mor baklavalar, mor cheesecake’ler, mor muffinler, mor galetalar yakın zamanda raflarda yerini alacak. Mor renkli ürünler gün geçtikçe ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. Bu yaygınlaşmanın temellerinde mor rengin çekici gelmesi ve insanların mor renkli ürünleri tükettiklerinde duydukları mutluluk duygusu gelmekte. Mor renk aslında kraliyet rengi. Geçmiş zamanlarda ve günümüzde de hala krallıkla yönetilen yerlerde mor renk soylular tarafından kullanılıyor. O nedenle mor rengin içimize kazınmış böyle bir üstünlüğü de var. Örneğin mor renkli fırıncılık ürünleri hediye seçimlerinde daha çok kullanılıyor. İnsanlar birbirlerine hediye etmek için mor renkli ürünleri tercih ediyorlar. Paylaşımın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, yaygınlığın da ardından gelmesi kaçınılmaz duruyor. Gelelim bu mor fırıncılık ürünlerinin nasıl üretildiğine. Çünkü işin tüm detayları orada. Mor fırıncılık ürünlerine eğer sahte ve kimyasal boyalar kull

Türkiye Alzheimer Görülme Sıklığında Dünyada Birinci Sırada!!!

Bilim dünyasının mihenk taşlarından biri olan The LANCET dergisinde bir yayına rastladım bu sabah. Ve moralim oldukça bozuldu. Dünya'da Alzheimer hastalığının görülme sıklığını konu alan bir makaleydi bu. Ben ülkemizin Alzheimer görülme sıklığında gelecek yıllarda Dünya'da ilk 10 ülke arasında olacağını hep söylerdim konferanslarda, konuşmalarımda.. Ama hiç 1 numara olacağını düşünmemiştim. Fakat bu çalışma gösteriyor ki ülkemiz çoktan Dünya birinciliğine yerleşmiş durumda. Alzheimer demek ailelerin dağılması demek. Alzheimer demek hayatınızda başınıza ve çevrenizin başına gelmiş en kötü şey demek. Ekonomik ve psikolojik yönden en yakınlarımızı da çökerten bir hastalık Alzheimer.. Ve ülkemizde bu hastalığa yakalanmış yüzbinler var. Bu yüzbinlerce aile demek! Alzheimer'ın gelişiminde beslenme en önemli faktör. Yüksek şekerli beslenme Alzheimer gelişiminin temelinde yer alıyor. Tükettiklerimizi sağlıklı bileşenlerce zenginleştirmeliyiz. Fonksiyonel gıdalara hepimizin ge