Elinizde bir anahtar olduğunu düşünün ve o anahtarın her kapıyı açabildiğini, anahtar deliğine göre kendini şekillendirdiğini. Müthiş bir şey olurdu değil mi? İlerleyen yaşımızla birlikte sahip olduğumuz hastalıkların ya da kötü bedensel koşulların sayısı da artıyor. Her geçen gün örneğin daha fazla ağrı kesici kullanmak durumunda kalıyoruz. Çünkü bedenimiz sürekli olarak hatalar veriyor. Bu hatalar daha sonra zamanla birikiyor ve bizlerin yaşam koşullarını zorlaştıran hastalıklara dönüyor. Tüm bu hastalıkların ya da yaşadığımız rahatsızlıkların sadece tek bir çözüm yolu olduğunu biliyor muydunuz? Bir çoğumuz sağlıklı beslenmeye bugünlerde dikkat ediyoruz. Düzenli yaşamaya çalışıyoruz. Fakat durumumuz her zaman çok da iyiye gitmiyor. Peki ya eksikliğimiz nerede? Temel eksikliğimiz düzenli egzersiz yapmamamız. Çünkü egzersize yeterli zaman ayırmıyoruz. Eğer yaparsak da doğru egzersiz yapmadığımız için 2 hafta içerisinde egzersizi bırakıyoruz. Çünkü egzersiz aslında bir profesyonelli
İnovasyon yani yenilik güçtür, bilim güçtür. Bunu salgın dolayısıyla çok daha iyi bir şekilde kavrıyoruz. “Zenginleştirilmiş gıdalar” ya da “sağlığımıza bir fayda sağlayan gıdalar”, geleceğin gıdaları olarak bilinmekle birlikte virüs salgını ile şimdinin en tercih edilenleri arasında yerini almaya başladı bile. Peki ya nedir bu zenginleştirilmiş gıdalar? Hemen açıklayayım. Örneğin siz mor sebze ve meyvelerden yüksek teknoloji kullanarak doğal bileşenler olan renk pigmentlerini saflaştırıp, herhangi bir unlu mamüle belli dozlarda eklerseniz bu bir zenginleştirilmiş gıda ya da daha teknik bir terimle bir “Fonksiyonel Gıda” olur. Fonksiyonu da tükettiğimiz zaman sağlığımıza bir fayda sağlamasından gelmektedir. Örneğin mor sebze ve meyveleri bilim insanları sıklıkla tüketmemizi önermektedir. Bunun altında yatan ana neden, mor sebze ve meyvelerin içeriğinde bulunan ve meyve-sebzeye mor rengi veren bileşenlerdir. Bu bileşenler tüketildiği zaman bizleri çeşitli moleküler mekanizmalar üzerin