Mor ekmek, mor simit, mor bazlama
derken mor kurabiyeler, mor baklavalar, mor cheesecake’ler, mor muffinler, mor
galetalar yakın zamanda raflarda yerini alacak. Mor renkli ürünler gün geçtikçe
ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. Bu yaygınlaşmanın temellerinde mor rengin
çekici gelmesi ve insanların mor renkli ürünleri tükettiklerinde duydukları
mutluluk duygusu gelmekte. Mor renk aslında kraliyet rengi. Geçmiş zamanlarda
ve günümüzde de hala krallıkla yönetilen yerlerde mor renk soylular tarafından
kullanılıyor. O nedenle mor rengin içimize kazınmış böyle bir üstünlüğü de var.
Örneğin mor renkli fırıncılık ürünleri hediye seçimlerinde daha çok
kullanılıyor. İnsanlar birbirlerine hediye etmek için mor renkli ürünleri
tercih ediyorlar. Paylaşımın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, yaygınlığın da
ardından gelmesi kaçınılmaz duruyor.
Gelelim bu mor fırıncılık
ürünlerinin nasıl üretildiğine. Çünkü işin tüm detayları orada. Mor fırıncılık
ürünlerine eğer sahte ve kimyasal boyalar kullanılmadıysa mor rengi veren doğal
bileşen “antosiyaninler”. Antosiyaninler bitkilerde bulunan ve özellikle mor/kırmızı
rengi sağlayan doğal bir bileşen. Kiraza rengini veren, elmaya kırmızılığını
veren, kırmızı lahanaya rengini veren, böğürtlene, mor ekşi duta, aronyaya, mor
soğana rengini veren hep aynı bileşen yani antosiyaninler. Antosiyaninler bileşen
olarak bir aile. Bu aileye özgü 600’ün üzerinde renk verebilecek madde var. Ve tüketildikleri
zaman her birinin ayrı biyolojik etkileri var. Ama genel olarak bakıldığında
antosiyaninler antidiyabetik özellikleri, antikanser aktiviteleri ve beynimize
olan olumlu etkileri ile ön plana çıkıyor bilimsel yayınlarda. Antosiyaninlerle
ilgili bugüne kadar 12.000’in üzerinde bilimsel yayın söz konusu. Yani bilimsel
olarak altı oldukça dolu antosiyaninlerin. Burada önemli olan şey “düzenli
kullanım” ve “doz”. Eğer bu iki olguyu doğru bir şekilde yapabilirse bir birey,
antosiyaninlerden sağlık faydası görmemesi mümkün değil.
Antosiyaninler antidiyabetik
özelliklerini birkaç yolla sağlıyorlar. Bunların en başında tükürüğümüzde
bulunan ve unu, nişastayı vs.yi parçalayıp şekere dönüştüren alfa-amilaz
enzimini baskılaması geliyor. Alfa amilaz enzimi tükettiğimiz tüm kompleks
karbonhidratları (unu, nişastayı vs.) süratle basit şekerlere parçalar ve kan
şekerimizin yemeklerden hemen sonra yükselmesini doğrudan sağlıyor. Alfa
amilazın antosiyaninler tarafından baskılanması yemekten sonra kan şekerimizin hemen
yükselmesine engel olmakta ve böylece özellikle çok tatlı gıdalardaki kan
şekeri dalgalanmalarının önüne geçilebilmektedir. Bunun yaşam pratiğindeki yerini
şöyle söyleyebiliriz: Karbonhidratları yani tatlıları, ekmekleri vs.
yaşamımızda kötü yere koyan olguların başında kan şekerimizi süratle
yükseltmesi ve böylece kan şekeri dengemizi bozmaları gelmektedir.
Antosiyaninler karbonhidrat tüketsek dahi kan şekeri dengemizin bozulmasını
engelliyor. Böylece düzgün bir kan şekeri profiline sahip oluyoruz. Düzgün bir
kan şekeri profiline sahip olmamız vücudumuzun enerji kaynağı olan şekerin de
yağa dönüşmeden daha düzgün bir şekilde kullanımına neden olmaktadır. Vücudumuzun
enerjisinin %20’sini doğrudan kullanan beynimiz ise bu olgudan oldukça olumlu
bir şekilde etkilenmektedir. Özetle fırıncılık ürünlerinin üzerimizdeki olumsuz
etkilerini antosiyaninler baskılayarak daha sağlıklı fırıncılık ürünlerine
doğru bir yol çiziliyor.
Antosiyaninler vücudumuza
girdiğinde temel olarak hücre içerisine glikoz reseptörleri üzerinden
girmektedirler. Antikanser aktivitelerini ya da güçlü antioksidan
aktivitelerini bu şekilde sergilemektedirler. Hücre içerisindeki antosiyaninler
hücrelerin daha sağlıklı olmasını sağlamakta, hücre içerisinde biriken
atıkların temizlenmesinde rol oynamakta ve daha canlı, daha fonksiyonel
hücrelerin gelişmesine ortam hazırlamaktadırlar. Antosiyaninlerin bilinen bir
diğer özelliği ise bu bileşenlerin doğrudan beynimize geçebilmeleri ve beyin
hücrelerimiz üzerinde olumlu etkiler sergileyebilmeleri gelmektedir. Böylece
bizleri çağımızın hastalıkları olan nörodejeneratif hastalıklardan, Alzheimer’dan,
Parkinson’dan koruyabilmekte, hafızamızı güçlendirebilmekte, unutkanlığımızı
giderebilmektedirler.
Antosiyaninlerin daha sayamayacağım
yüzlerce farklı özelliği var. Tüm bu özellikler temel olarak vücudumuzun daha
sağlıklı ve daha işlevsel bir şekilde çalışmasına neden olmaktadır. Burada
önemli olan iki şey düzenli kullanım ve ürünlerin üretilmesinde kullanılan antosiyanin
dozlarıdır. Antosiyaninler renkli bileşenler olduğu için dozunu anlamanız için
ürünün rengine bakmanız yeterlidir. Ürünün rengi ne kadar koyu mor ise o kadar
yüksek oranda antosiyanin içeriyor, sağlığımıza o kadar faydalıdır demektir. Mor
rengin doğal olup olmadığını ise satın aldığınız her türlü mor ürüne iki üç
damla limon damlatmanızla gözlemleyeceğiniz renk değişimidir. Eğer renk mordan
pembe tonlarına dönüyorsa ürününüzde doğal antosiyaninler kullanılmıştır
demektir. Renk değişimi gözlemlemiyorsanız ürününüzde muhtemelen sentetik gıda
boyası kullanılmış demektir.
Geleceğimizi daha sağlıklı bir
şekilde şekillendireceğimiz ürünlerin pazarı gün geçtikçe büyüyor. Bu pazarda
herkesin yer almasını gerçekten çok isterim. Herkes dükkanında az ya da çok mor
ürünler yapmalı. Bunları müşterilerine sunmalı, tattırmalı, deneyimlemesini
sağlamalıdır. Düşünsenize sevdiğinize mor bir ekmeği hediye ettiğinizi. Ya da
mor kurabiyelerle sevdiklerinizle çay yudumladığınızı. İşin biliminin de olduğu
harika ürünler mor fırıncılık ürünleri.
Bu hikayenin tamamı ise ülkemizde
“Sankara Mormiks” isimli bir ürünün geliştirilmesi ile başlıyor. İstanbul Cerrahpaşa
Üniversitesi, Avcılar Kampüsü’nde yer alan ve benim de 15 yıllık “hoca asistanı”
olarak Prof. Dr. İhsan KARA hocamızın muhteşem ekibinin hazırladığı bir premiks
Sankara Mormiks. Her türlü unlu mamülde una karıştırılarak belli dozlarda
antosiyanin almamızı sağlayacak Mormiks ürünü piyasada bulabileceğiniz en
bilimsel ve standardize ürün. Standardize olması bize dozunu da rahatlıkla
ayarlayabileceğimiz anlamına geliyor. Antosiyaninlerin fazlalığı herhangi bir
sağlık problemine yol açmıyor ve günlük alınması gereken optimum doz 2,5 mg/kg
yani 70 kg’lık bir insanın alması gereken doz 175 mg. Bu dozu bir anda değil de
gün içerisine yayarak almak en sağlıklı olanı. O nedenle de mor ürünler gün
içerisinde antosiyanin ihtiyacımızı doz doz karşılamamız için ideal ürünler.
Mor ürünler yayıldıkça daha anlatacak çok konumuz var. Sporcular, günlük yaşamında
sağlığına dikkat edenler, diyabetliler ve daha nice insanımızın güvenle ve
sorunsuzca kullanabileceği ürünlerdir mor fırıncılık ürünleri ve gün geçtikçe
ülkemizde ve elbette dünyada da süratle yaygınlaşacak ürünlerdir. Kimbilir
belki de bu ürünlerle insanlığın sağlık problemlerinden bazılarına bir çözüm
bulur, koruyucu ürünler olarak raflardaki yerlerini almalarını sağlarız.
Antosiyaninlerle ilgili bilimsel
yayınlara “https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/?term=anthocyanins”
adresinden ulaşabilirsiniz.
#morekmek #mormiks #sankara #gıda
#yeni #trend
Yorumlar
Yorum Gönder