Ana içeriğe atla

Bizler değişimi başlatan taraf olmak istiyoruz!

Doğanın renkleri hepimizi büyülüyor. Karpuzun kırmızısı, kanolanın sarısı, narenciyelerin turuncuları.. Aslında bu renkleri onlara veren temelinde doğal bileşenler. Bu bileşenler karotenoidler, antosiyaninler, flavonoidler gibi farklı kimyasal sınıflara ayrılıyorlar. Yani özüne baktığınızda bu bileşenler karşınıza çıkıyor. Antosiyaninler ise bu ailenin en büyükleri arasında. Kırmızıdan mora giden tonlarda sebze, meyvelere ve tüketmediğimiz diğer birçok bitkiye renk veriyorlar. Elmanın, vişnenin, kirazın kırmızısı, dutun, eriğin moru hep antosiyaninlerden geliyor. Mor soğan, patlıcan, siyah havuç, kırmızı lahana.. Hep antosiyaninlerce zengin sebzeler..
Son yıllarda gelişmiş ülkeler toplumlarının sağlıklarını korumak için çok değişik bir yönteme başvurmaya başladılar. Fonksiyonel gıdalar geliştirip, toplumların sağlıklarını korumaya başladılar. Çünkü hastalıklardan korunmanın ve sağlığı geliştirmenin ekonomik yükü hastalıkların tedavisine harcanan paradan ve dolayısıyla ekonomik yükten daha hafif. Fonksiyonel gıda geliştirmenin mantığı ise oldukça basit. Ama geliştirme süreçlerindeki Ar-Ge faaliyetleri oldukça zorlu. Fonksiyonel gıdalar içerisinde belli bir bitkisel/hayvansal bileşeni belli oranda içeren, zenginleştirilmiş gıdalar olarak biliniyor. Örneğin D vitaminince zenginleştirilmiş sütler ya da antosiyaninlerce zenginleştirilmiş kurabiyeler Fonksiyonel Gıda olarak isimlendiriliyor. Fonksiyonel gıdalar, gıdanın temel besleyici özelliklerinin yanı sıra “sağlığa bir fayda sağlayan” gıdalar olarak tanımlanıyor. Sağlığa olan faydası ise gıdaya eklenen bileşenin bilimsel olarak ispatlanmış sağlık faydalarından geliyor. Yani aslında işin temelinde oldukça yoğun bilimsel çalışmalar ve Ar-Ge faaliyetleri var.
Ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren bir araştırma merkezi var. Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi olarak isimlendirilen ve ismini ülkemizde Sinirbilim Yükseklisans ve Doktora Programlarının kurucusu Prof. Dr. İhsan KARA’nın son harflerinden alıyor. Prof. Dr. İhsan KARA, bu yıl tıpta 50. senesini dolduran bir nörolog olan, hayatında parayla hiç hasta bakmayan, kendini tamamen bilimsel araştırmalara adamış, ülkemizde MR, BT gibi bir çok teknolojinin gelmesine öncülük etmiş, Alzheimer, Epilepsi, Anti-Aging dernekleri gibi bir çok derneğin kuruluşunda aktif rol almış ülkemizin nadir bilim insanlarından biri. Temel araştırma alanı beynin moleküler yaşlanması ve davranış bilimleri olan Prof. Dr. İhsan KARA özellikle antosiyaninlerin de içinde bulunduğu polifenoller ailesinin sağlık etkilerini detaylı bir şekilde araştıran bir bilim insanı. En son kurduğu Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi ülkemizde endüstriyel üretimin ve bilimsel araştırmaların bir arada yürütüldüğü tematik ilk merkez. Merkezde bulunan 10 araştırma laboratuvarına ek olarak antosiyanin gibi polifenolleri endüstriyel ölçeklerde saflaştıracak moleküler üretim sistemleri ve saflaştırılan bu bileşenleri gıdalara ekleyip, özellikle de unlu mamüller üretecek bir üretim tesisi de merkez bileşenleri arasında yer alıyor. Öyle ki merkezde günde 100.000 roll ekmek/unlu mamül yapabilecek kapasitede sistemler bulunuyor. Yani laboratuvardan üretime giden yolun tüm basamakları aynı merkez içerisinde gerçekleşebiliyor.
Fonksiyonel gıda katkısı olarak özellikle antosiyaninlerin ülkemizde sağlık problemlerinin giderilmesi için kullanılması gerektiği vurgusunu sürekli olarak yapıyoruz. Çünkü antosiyaninlerin insan sağlığını korumada ve geliştirmede katkısı oldukça yüksek. Antosiyaninler ayrıca “güvenilir” bileşenler. Yani gıdalarda herhangi bir dozda kullanımı, yüksek dozlarda kullanımında bir sağlık problemi oluşturmuyor. Bunun yanında sağlığa olan katkıları yükseliyor. Antosiyaninler özellikle kalp-damar hastalıklarından korunmada ve özellikle de kan şekeri düzeyinin normalleştirilmesinde oldukça etkili ve başarılı olan bileşenler. Ülkemizde her 8 kişiden 1’i şeker hastası ve her 3 kişiden 1’i obezite problemiyle boğuşuyor. Bunun haricinde pre-diyabet olan yani müzmin diyabet olmamış ama olma yolunda ilerleyen 10.000.000’un üzerinde insan var. Kan şekeri dengesizliklerini hepimiz günlük hayatımızda yaşıyoruzdur. Gözlerimin kararması, soğuk terlemeler, aşırı yorgunluk hissi.. Bunların hepsi kan şekeri problemlerinin bir sonucu. Antosiyaninlerin düzenli kullanımı kan şekerini dengeleyici bir özellik göstermesine ve kan şekerimizin belli bir seviyede kalmasına yardımcı oluyor. Fazla kilolarla mücadelede de antosiyaninlerin etkinliklerinden bilimsel araştırmalarda sürekli olarak bahsediliyor. Antosiyaninler ayrıca enerji vermesi, kasların düzgün çalışmasının sağlanmasında da oldukça etkili. Ve antosiyaninlerin en önemli özelliklerinden biri de beyin sağlığının korunmasında oldukça etkili olmaları. Elimizin altında böyle sihirli moleküller varken, sağlıklı kalmak için yapmamız gereken bu bileşenleri yaşamımızın içerisine katmak olacak. Peki ya nasıl?
Antosiyaninlerin sağlık etkilerini göstermeleri için bu bileşenleri sürekli olarak belli bir dozda almamız gerektiği gerçeğini bilim insanları sürekli söylüyorlar ve bu gerçek ile yüzleşmemiz gerekiyor. Antosiyaninleri sürekli tüketebilmek için düzenli olarak kırmızı meyvelerden yiyemeyeceğimize ve böyle yaparsak meyvelerin şekerlerinden dolayı kan şekerimizin yükselip, kilo alma tehlikesi ile karşılaşacağımıza göre yapmamız gereken tek bir şey var, o da antosiyaninleri saflaştırarak sürekli tükettiğimiz gıdaların içerisine karıştırıp, antosiyaninleri yaşamımızın bir parçası haline getirmek. Bu konuda Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nde araştırmalar gerçekleştiriliyor. Antosiyaninler kırmızı sebze ve meyvelerden yüksek teknoloji kullanılarak konsantre edilip saflaştırılıyor ve daha sonra gıdalarda kullanılabilecek forma getiriliyor. Bu tür bir kullanıma sahip toz formda yeni bir ürün de üretmişler ve ismine “MorMiks” demişler. MorMiks evde hazırlayacağınız tüm unlu mamüllerde kullanıma sahip ve o unlu mamülü mor renge büründürecek oldukça özel bir ürün.
Sankara Beyin ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilen bilimsel araştırmalarda MorMiks’le yapılan gıdaların kan şekerini çok yükseltmediği, tükettikten sonra kan şekerini dengelediği, sindirim enzimlerini baskılayarak gıdanın glisemik indeksini düşürdüğünü ve düzenli tüketimde sağlığın iyileştiğine dair ellerinde birçok veri bulunuyor. Hatta meyve sinekleriyle yaptıkları bilimsel araştırmalarda meyve sineklerinin kas gücünü arttırdığı, tırmanma deneylerinde kontrol grubuna göre 2 kat daha hızlı olduklarını bile keşfetmişler.
Değişen ve gelişen dünyaya ayak uydurmak hepimiz için bir gereklilik. Fonksiyonel gıdalar da gelişen ve değişen dünyanın yenilikçi ürünlerinin başında geliyor. Sağlığımızı korumanın ve geliştirmenin en etkili yollarından biri.. Aşılar günümüzde birçok hastalığı dünyadan bir daha geri dönmemek üzere sildiler. Fonksiyonel gıdalar da bu şekilde ülkemizde sıkça görülen kronik hastalıkları silebilirler mi? Bu potansiyele sahipler. İnsan sağlığına faydalı 1.000.000’un üzerinde sağlık bileşeni var ve bu bileşenlerin çok büyük bir kısmı bitkilerde yer alıyor. Coğrafyamızda bitkiler açısından oldukça zengin kaynaklar barındırıyor. Tek yapmamız gereken bilim ve teknolojiyi kullanarak ülkemiz kaynaklarından nitelikli ürünler geliştirmek ve bunları herkesin kullanımına sunabilmek. Bunu başardığımız zaman ülkemizi de hastalık sıkıntılarının çok büyük bir kısmında kurtaracağız.
Bizler değişimi başlatan taraf olmak istiyoruz. Sofraların doğal bileşenlerce renklendiği bir dünya istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, sofralar doğal bileşenlerce renklendikçe sağlığımız artacak, daha güçlü, daha motive, daha enerjik ve en önemlisi daha huzurlu olacağız. Sizlere Fonksiyonel Zeytinyağı’mızdan sonra yenilikçi bir ürün daha sunmak istiyorum. Yeni geliştirdiğimiz MorMiks sofralarınızdaki unlu mamülleri doğal olarak renklendirmek ve daha sağlıklı hale getirmek için harika bir seçenek. MorMiks’imiz kırmızı sebze ve meyvelerden konsantre ettiğimiz sağlığımıza faydalı bileşenler nedeniyle unlu mamüllerinizi çok daha sağlıklı bir hale getirir. Satın almak için www.sankaragida.com adresini ziyaret edebilirsiniz.

Antosiyaninlerle İlgili Bazı Bilimsel Referanslar:
Dietary Anthocyanins against Obesity and Inflammation. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/28974032
Health Benefits of Anthocyanins and Their Encapsulation for Potential Use in Food Systems: A Review. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/25745811
Natural Antioxidant Anthocyanins-A Hidden Therapeutic Candidate in Metabolic Disorders with Major Focus in Neurodegeneration. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31141884
The Anti-inflammatory Effects of Dietary Anthocyanins against Ulcerative Colitis. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31137777
Flavonoids in hypertension: a brief review of the underlying mechanisms. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31102958
Role of Berry Anthocyanins and Phenolic Acids on Cell Migration and Angiogenesis: An Updated Overview. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31096573
A Selective Role of Dietary Anthocyanins and Flavan-3-ols in Reducing the Risk of Type 2 Diabetes Mellitus: A Review of Recent Evidence. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/31013914
The effect of blueberry interventions on cognitive performance and mood: A systematic review of randomized controlled trials. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30999017
Anthocyanins: From Sources and Bioavailability to Cardiovascular-Health Benefits and Molecular Mechanisms of Action. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30698008
Anthocyanins in the Management of Metabolic Syndrome: A Pharmacological and Biopharmaceutical Review. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30564116
The Chemical Reactivity of Anthocyanins and Its Consequences in Food Science and Nutrition. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30087225
Molecular Mechanism and Health Role of Functional Ingredients in Blueberry for Chronic Disease in Human Beings. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/30223619

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MOR BAKLAVA HAKKINDA PEK BİLİNMEYENLER

Ülkemizde bazı şeyleri değiştirmenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bunlardan en önemlisi de belki tüketim alışkanlıklarını değiştirip, daha sağlıklı bir tüketime geçebilmek. Peki ya bunu nasıl başarabiliriz? Yani toplumumuzun daha sağlıklı beslenmesini nasıl sağlayabiliriz? Sonuçta beslenme bir alışkanlık ve geleneksel tüketimlerimiz de (ekmek, baklava vs.) ortada. Kimi yörelerimiz eti bol yerken, kimi yörelerimiz ekmeği bol tüketiyor. Toplumumuzun geneline bakarsak ise ülkemizde yaşayan bir insan günlük toplam enerji ihtiyacının %50’sini sadece ekmekten karşılıyor! Bu müthiş bir rakam. Kriz dönemlerinde bu ihtiyacı karşılama oranı (muhtemelen şimdi de öyledir) %70’lere çıkıyor. Yani toplumumuza “ekmek tüketmeyin” demek abeste iştigal. Peki ya o zaman ne yapacağız? Toplumumuzu nasıl sağlıklı besleyeceğiz? Bunu yapmanın en doğru yollarından bir tanesi de toplumumuzun sıklıkla tükettiği gıdaları farklı ve doğal bileşenlerce zenginleştirmek! Bunu da ancak ileri teknoloji kullanarak gerç

Mor Fırıncılık Ürünleri 2020’ye Damgasını Vuracak!

Mor ekmek, mor simit, mor bazlama derken mor kurabiyeler, mor baklavalar, mor cheesecake’ler, mor muffinler, mor galetalar yakın zamanda raflarda yerini alacak. Mor renkli ürünler gün geçtikçe ülkemizde giderek yaygınlaşıyor. Bu yaygınlaşmanın temellerinde mor rengin çekici gelmesi ve insanların mor renkli ürünleri tükettiklerinde duydukları mutluluk duygusu gelmekte. Mor renk aslında kraliyet rengi. Geçmiş zamanlarda ve günümüzde de hala krallıkla yönetilen yerlerde mor renk soylular tarafından kullanılıyor. O nedenle mor rengin içimize kazınmış böyle bir üstünlüğü de var. Örneğin mor renkli fırıncılık ürünleri hediye seçimlerinde daha çok kullanılıyor. İnsanlar birbirlerine hediye etmek için mor renkli ürünleri tercih ediyorlar. Paylaşımın bu kadar yoğun olduğu bir ortamda, yaygınlığın da ardından gelmesi kaçınılmaz duruyor. Gelelim bu mor fırıncılık ürünlerinin nasıl üretildiğine. Çünkü işin tüm detayları orada. Mor fırıncılık ürünlerine eğer sahte ve kimyasal boyalar kull

Türkiye Alzheimer Görülme Sıklığında Dünyada Birinci Sırada!!!

Bilim dünyasının mihenk taşlarından biri olan The LANCET dergisinde bir yayına rastladım bu sabah. Ve moralim oldukça bozuldu. Dünya'da Alzheimer hastalığının görülme sıklığını konu alan bir makaleydi bu. Ben ülkemizin Alzheimer görülme sıklığında gelecek yıllarda Dünya'da ilk 10 ülke arasında olacağını hep söylerdim konferanslarda, konuşmalarımda.. Ama hiç 1 numara olacağını düşünmemiştim. Fakat bu çalışma gösteriyor ki ülkemiz çoktan Dünya birinciliğine yerleşmiş durumda. Alzheimer demek ailelerin dağılması demek. Alzheimer demek hayatınızda başınıza ve çevrenizin başına gelmiş en kötü şey demek. Ekonomik ve psikolojik yönden en yakınlarımızı da çökerten bir hastalık Alzheimer.. Ve ülkemizde bu hastalığa yakalanmış yüzbinler var. Bu yüzbinlerce aile demek! Alzheimer'ın gelişiminde beslenme en önemli faktör. Yüksek şekerli beslenme Alzheimer gelişiminin temelinde yer alıyor. Tükettiklerimizi sağlıklı bileşenlerce zenginleştirmeliyiz. Fonksiyonel gıdalara hepimizin ge